Monday, January 1, 2007

Sun'i Zeka Ne Değildir?


Öğrenme, öğrenilenden faydalanabilme, yeni durumlara uyabilme, muhakeme etme ve yeni çözüm yolları bulabilme kabiliyetleri, insana verilen hayal kurma, zekâ ve akıl gibi donanımlarla kullanılır hâle gelir. Allah; varlık ve hâdiseleri anlama, modelleme, yönetebilme ve kullanabilme istidadı ve iznini insana potansiyel olarak vermiş ve onu halifelik ünvanına lâyık görüp, emaneti de ona yüklemiştir. Akıl, kalb, nefis gibi fakültelerin içine konan zekâ, duygu ve sezgiler; insanın kendisindeki ve kâinattaki hakikatleri keşfetmesinde, varlık ve hâdiselere hilâfet etme misyonunu gerçekleştirmesinde kullanacağı farklı donanımlardır. İnsanın mahiyetine canlılığı taklit eden makineler, süs eşyaları ve oyuncaklar yapma arzusu konulduğu için, çağlar boyu insanlar, canlılar gibi otomatik işler yapabilen makineler icat etmeye büyük merak duymuşlardır. Diğer canlılara kıyasen insanda azamî seviyede gözlenen zekâ fonksiyonu, birim zamandaki doğru işlem yapma sayısını ve problem çözerek uyum sağlama gücünü ifade eder. Zekâ, zihnî kâbiliyetlerin (öğrenme, düşünme, anlama, yorumlama, hayal etme gibi) açığa çıkması için gerekli bir hususiyettir. Zihin fonksiyonlarının tamamı, zekâyla özdeşleştirilemeyeceği gibi, zekâ faktörü, zihin fonksiyonları için gerekli olan ama yeterli olmayan bir faktördür. Akıl melekesi, zekâdan daha komplekstir. Akıl doğru, iyi ve güzel olanı ayırt edebilme; doğru (hak), iyi ve güzeli, doğru zamanda doğru yerde, doğru miktarda birleştirebilme ve uygulayabilme fonksiyonlarını ifade eder. Kalb ve ruhla daha fazla bağlantılı olan akıl, zekâya nispeten daha mücerret ve çok yönlü olduğundan, insanın zeki makineler inşa etmesi mümkün iken, akıl sahibi (ruhu, kalbi, sezgileri, hayal gücü, şuuru ve ilhama açık olma) cihazlar yapması, neredeyse imkânsız gibidir. Bu açıdan insanın bilim ve teknolojide yaptığı ilerlemelerin, keşif ve icâtların isimlerini koyarken ve onları anlatırken, hem hakikate saygılı kalması, hem de şirke girmemesi için hangi kelimeleri kullanacağı konusunda dikkatli ve seçici davranması gerekir. Meselâ mânâ olarak "akıllı makineler ve sistemler" ifadesi yanlış, 'zeki makineler ve sistemler' ifadesi nispeten daha az yanlıştır. ‘Sun'î zekâ destekli veya katkılı teknolojiler, makineler ve sistemler, bir mantık sistemine dayalı programlama diliyle yazılmış sun'î zekâ ürünleri, zihin fonksiyonlarını taklit eden teknolojiler, düşük seviyeli hatırlama, öğrenebilme, seçebilme, karar verebilme fonksiyonlarını gerçekleştirebilen esnek programlanmış sistemler’ gibi ifadeler, daha uygundur. Sun'î zekâ, insanın problemi algılama ve çözme becerilerini makine sistemleri üzerinden gerçekleştirme gayretidir. Bir başka ifadeyle insandaki akıl santraline (fakültesine) bağlı zekâ fonksiyonlarını tanımlama, anlama ve modelleme hamlesidir. Günümüzde bilgisayar bilimlerinin bir dalı olan sun'î zekâ araştırmalarında, anlama, düşünme, öğrenme, hayal kurma, tercihte bulunma gibi yüksek zihin fonksiyonları modellenmeye ve bazı düşük dereceli zihin fonksiyonları bilgisayar teknolojileri vasıtasıyla gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Sun'î zekâ modellerine dayalı geliştirilen programların en büyük avantajı, bilgisayarın birim zamandaki yüksek işlem ve hesaplama gücünü kullanmasıdır. Bilimler arası ortak çalışma alanı olan sun'î zekâ araştırmalarında psikoloji, sosyoloji, matematik, biyoloji, istatistik vb. çok farklı bilim dallarından faydalanılmaktadır. Sun'î zekâ alanındaki araştırmacıların ilgi alanları çok çeşitlidir. Bazıları insanın kavrama kabiliyetini değişik seviyelerde mantıkî işlem algoritmalarıyla modellemeye çalışmaktadır. Bir kısmı zekânın mânâsını ve unsurlarını çözmeye çalışmaktadır. Diğer bir grup bilim adamı ise, insanla belirli ve çok hacimli işlere yönelik belli seviyelerde iletişim kurma kabiliyetine sahip teknolojik cihazlar geliştirmeyi hedeflemektedir. Günümüzde araştırmacıların çoğu, sun'î zekâ çalışmalarını, başta zekâ olmak üzere zihin fonksiyonlarının düşük seviyedeki sınırlı taklitleri olarak görmektedir. Biyonik perspektifinden bakan bazı bilim adamları, sinir ağlarında saklı bilgilerin nasıl depolandığını ve hatırlandığını anlamayı başardıklarında, belli ölçülerde insanın bazı zihin fonksiyonlarını düşük seviyede taklit edebilen seçici ve karar verici makine üretebileceklerine inanıyor. İnsanı sadece maddî bir varlık olarak algılayan ve insanı insan yapan her şeyin, beyindeki nöral ağlarda depolanan bilgilerde mevcut olduğuna inanan ateist veya agnostik araştırmacılar ve filozoflar ise, bu tür çalışmaları yanlış bakış açısıyla yorumlayıp, sun'î zekâyı insanın kendini tanrılaştırması veya makinelere ilâhî gücü yükleme olarak değerlendirmektedir. Bu yanlış bakış açısına ve yoruma bağlı hatalı tespitleri gören bazı inançlı kimseler de, hemen sun'î zekâ uygulamalarına karşı negatif bir tutum içine girerek, ilmî ve teknolojik gelişmelere karşı sağlıklı ve pozitif bir duruş geliştirememektedir. Sun'î zekâ uygulayıcılarının asıl niyeti ve hedefi, insanın mahiyetini deşifre edip, makine tabanlı insan benzeri sistemler inşa ederek ilâhî otoriteye meydan okumak veya insanın Yaratıcı’sıyla olan bağlantısını koparmak olmamalıdır. Sun'î zekâ araştırmalarının asıl hedefi, gündelik hayatı kolaylaştırıcı ürünler geliştirmenin yanında, harp ve müdafaa teknolojilerinde, insansız harp uçakları ve hedefi bulabilen silâhlar geliştirerek, harp zayiatlarını azaltmaktır. Sun'î zekâ uygulamaları, insanın önemli işlerinde ona güç katan ve gündelik hayatı önemli derecede kolaylaştırıcı destek hizmetleri sunar. Meselâ bu uygulamalar sayesinde insanın gündelik hayatındaki pek çok rutin ve zaman alıcı işi, sun'î zekâ destekli makinelerin yapmasıyla insanın asıl yaratılış gâyesi olan ubudiyete ve önemli işlere daha çok vakit ayırabilmesi mümkün hâle gelmiştir. Bu mümkünün gerçekleşebilmesi için yapacağınız şey, irade sahibi, yaşadığı çağın şuurunda ve sağlıklı bakış açısına sahip, zamanını verimli kullanabilen nesiller yetiştirmektir. Sun'î zekâ çalışmalarının tarihiAbbasiler zamanında Musa kardeşlerin yaptığı ve hidrolik prensiplerine dayanan çeşitli otomatik cihaz tasarımları, Selçuklular zamanında Ebü’l-İzz'in yaptığı otomatlar, sun'î zekâ destekli sistemlerin ilk basit örnekleridir. Bu çalışmalar daha sonra Endülüs ve Ortadoğu yoluyla Avrupa'ya geçmiş ve daha ileri seviyelere götürülmüştür. 17. yüzyılda Alman Wilhelm Schickard ve daha sonra Fransız matematikçisi Blaise Pascal tarafından ilk mekanik hesap makineleri geliştirilmiştir. 19. yüzyılda Charles Babbage'nin geliştirdiği 'çıkarma makinesi' ve 'analitik makine' bilgisayar ve sun'î zekâ tarihinin önemli icadıdır. Sun'î zekânın bir bilim dalı olarak ortaya çıkışı ise 2. Dünya Savaşı sonrasına rastlar. Alan Turing'in zeki makineleri, Norbert Wiener'in sibernetik ve Herbert Simon'in davranışlar üzerine yaptıkları araştırmalar, zikredilmesi gereken öncü çalışmalardır. 1940'lı yılların sonlarında İngiliz fizikçi ve matematikçi Alan Turing, elektronik bilgisayarların temelini teşkil edecek olan hesaplanabilirlik teorisini geliştirmiştir. 1950 yılında kaleme aldığı bir makalede Turing, insanın nasıl düşündüğünü modellemeye çalışmış ve günümüzde 'Turing Testi' olarak bilinen bir deney sistemi ortaya atmıştır. Bu test, insan, makine ve bunları görmeyen bir hakemden meydana gelir. Hakem, insan ve makineye metin formunda soru gönderilerek cevap alınmaktadır. Hakemden istenen, bu cevapları analiz ederek hangisinin insana, hangisinin makineye ait olduğuna karar vermesidir. Makineye yüklenen programın fonksiyonu, hakemin sorduğu sorulara insana benzer tarzda cevaplar üretmektir. Dolayısıyla hakemin insan ve makineden gelen cevapları ayırt edebilmesini zorlaştırmaktır. Meselâ, "Bana gökyüzü ile ilgili bir şiir yazar mısın?" veya, "34957 ve 70764 sayılarını toplar mısın?" gibi birçok soru sorulmaktadır. Gelen cevaplar karşısında hakem, hangisinin insandan, hangisinin makineden olduğunu bilemezse, makineye insan aklı tarafından iradî ve şuurlu şekilde yazılan program, kayda değer sun'î zekâ özellikleri göstermiş sayılır. 1956 yılında Amerikalı bilim adamı John McCarthy, bu araştırmalara sun'î zekâ (artificial intelligence) isminin verilmesini teklif etmiştir. Bu araştırmalara sun'î zekâ denmesine Batı dünyasındaki birçok felsefeci ve ilâhiyatçı karşı çıkmıştır. Bunlardan felsefeci Hubert Dreyfus, sun'î zekâ mantığıyla yazılmış satranç programı yüklü bilgisayarla yaptığı karşılaşmayı kaybedinceye kadar, eleştiriler ve karşı iddialar birbirini kovaladı. Günümüzde felsefî ve sosyolojik tartışmalar hâlâ devam etmesine rağmen, tartışmaların ağırlık merkezi, sun'î zekâ teknolojilerinden günlük hayatta nasıl faydalanılabileceğine kaymış bulunmaktadır. Başlangıçta sun'î zekâ araştırmaları, matematikte teorem ispatı, eşitsizlik problemleri ve mantık yürütmeyi gerektiren bazı basit problemlerin çözümü üzerinde yoğunlaşmıştır. 1960'larda sun'î zekâ mantığına dayalı tercüme makinesi projesi, konuşma dilindeki kısaltmalar, kelimelere yüklenen çeşitli mânâlar ve bunların yere, zamana ve muhataba göre değişmesi gibi sebeplerden başarısızlıkla neticelenmiştir. Daha sonraki yıllarda sun'î zekâ çalışmaları, oldukça ilerlemiş ve önemli gelişmeler kaydedilmiştir. 'Deep Blue' isimli sun'î zekâ özellikleri gösteren bilgisayar sistemi (1997'lerde geliştirilen), 12 yıl boyunca dünya satranç şampiyonluğu ünvanını elinde bulunduran Gary Kasparov'u, ikinci karşılaşmasında yenmeyi başarmıştır. Burada unutulmamalıdır ki, söz konusu program sadece satranç oynamak üzere hazırlanmışken, Kasparov yüzlerce farklı işi yapabilen bir sistemdir. Sun'î zekâ sistemlerinin günümüzde çok kritik zamanda, çok hızlı ve doğru kararlar alınması gereken askerî projelerde, verileri işlemede yoğun şekilde kullanıldığı bilinmektedir. Ancak sun'î zekâ uygulamaları, şu an itibarıyla henüz günlük konuşmaları ve basit hikâyeleri anlama gibi, insanoğlunun düşük seviyeli zihin fonksiyonlarını gerçekleştirme konusunda yetersiz kalmaktadır.Sun'î zekâ araştırmalarına niçin ihtiyaç duyulmuştur?Çevresindeki varlıkların mükemmel yaratılışlarından ilhâm alarak biyonik temelli sistemler geliştiren insanoğlu, kendisine verilen zihin fonksiyonlarını (zekâ, akıl, öğrenme, düşünme, hatırlama, hesap yapabilme) anlamaya modellemeye ve onu taklit eden ürünler geliştirmeye de kayıtsız kalmamıştır. Bazı fıtratlardaki şiddetli merak hissinin tahrikiyle ve ihtiyaçların teşvikiyle sun'î zekâ araştırmaları başlatılmıştır. Sun'î zekâ araştırmalarının yapılmasını teşvik eden ve bir ihtiyaç hâline getiren hususlar dört grupta toplanabilir. 1. Bir araştırma yaparken insanı hedefe götürecek en kısa adımların bulunması ve zaman ve maliyetin optimize edilmesi için, insan aklına yardımcı olacak vasıtalardan biri, sun'î zekâ sistemleri geliştirmektir. Bu tip sun'î zekâ araştırmalarında öncelikle bir başlangıç durumu belirlenir, sonra da gerçekleştirilebilecek alternatifler ve hedef durumun kriterleri ile mevcut durum değerlendirilir. Bu değerlendirmeye bağlı olarak uygun adımlar atılmaya çalışılır. Meselâ yukarıdaki şekil göz önünde bulundurulursa, soldaki şekil başlangıç, sağdaki şekil ise hedef durumunu gösterir. Sağdaki şekilde yapılacak aşağı, yukarı, sağa veya sola herhangi bir kaydırma, muhtemel yeni bir durumu oluşturur. Hangi hareketin yapılması gerektiği de, yapılacak kaydırma neticesi oluşacak yeni durum ile hedef durum karşılaştırılarak belirlenir. Aynı prensiplere dayanan satranç dahil çeşitli oyunlar da bu şekilde sun'î zekâ modellerini kullanan makineler tarafından oynanır. 2. İnsanların kullandıkları dilin gramer yapısını belirleyip, model tabanlı dil çözümleme sistemleri geliştirmektir. Böylece insanın makineyle iletişiminde kullandığı konuşma cümlelerinin ne mânâya geldiğini sun'î zekâ programını kullanan sistemlerle tespit etmektir. Neticede hizmet alan kişiye uygun cevabı, doğruya en yakın şekilde sunabilmektir. Bu çerçevede, insanların dili nasıl kullandığının doğru bilinmesi ve modellenmesi gerekmektedir. İnsanların konuştuğu lisan, çoğu zaman belirsiz ve mânâ teşekkülü, konuşmanın muhteviyatına, yerine, zamanına ve muhataba bağlı olduğundan bu hedefin gerçekleşmesinde, aşılması güç problemler vardır. Bundan dolayı tercüme programlarında belirli bir mesafe alınmış olsa da, yapılan tercümeler tatmin edici değildir. 3. Girdiler ve çıktılar arasında sun'î sinir ağları vasıtasıyla bağlantı kurarak bir çeşit öğrenme benzeri kayıt ve hatırlama yapabilen makinelerin tasarımıdır. Buradan hedeflenen şey, sun'î zekâ sistemi destekli makinelerin, yeni bilgileri değerlendirerek performanslarını artırmalarıdır. Meselâ yazı tanıma sistemlerinde, el yazısında kullanılan harfler doğru olarak algılanıp, metinler sayısal ortama aktarılabilmektedir. 4. İnsanın belirsizlik durumlarında, daha gerçekçi ve sağlıklı kararlar verebilmesine yardımcı olabilecek ihtimal hesaplarına veya ihtimalî verilere dayalı tahminlerde bulunabilen sun'î zekâ sistemleri geliştirmektir.Sun'î zekânın kullanıldığı yerler Sun'î zekâ çalışmaları, yüksek zihin fonksiyonlarının benzerini yapabilen makinelerin üretilmesi gibi nihai hedefine ulaşamamış olsa da, düşük zihin fonksiyonlarını belli seviyede modelleyen teknolojik ürünlerin inşa edilmesinde başarılı olmuştur. Günümüzde hava tahmin raporları, ekonomik tahminler, kalkınma plânları hazırlanırken, sun'î zekâ sistemlerinden büyük ölçüde istifade edilmektedir. Gündelik hayatın daha kolaylaşmasına ve insan kaynaklı problemlerin azaltılmasına büyük katkılarda bulunan sun'î zekâ sistemleri, eğitim ve öğretimde, öğrencinin performansını ölçerek zayıf noktalarını belirleyip, buna bağlı olarak anlatılacak konunun muhteviyatını ve derinliğini ayarlayabilmede de kullanılmaktadır. Bilgisayar destekli eğitimde kullanılan sun'î zekâ destekli yazılımlar, her türlü resim, çizim, animasyon, sesli ve görüntülü anlatım tekniklerinin yerinde kullanılmasını kolaylaştırdığından, öğrencinin daha çabuk ve verimli öğrenmesine yardımcı olmaktadır. Kelime işlem programlarını kullanarak, bilgisayar ortamında yazılan metinlerdeki yazım hatalarının ve tutarsızlıklarının giderilmesinde de sun'î zekâ sistemi modülleri kullanılmaktadır. Sun'î zekâ sistemiyle destekli bu programlar, yanlış yazılan bir kelimeyi veya dil bilgisi kurallarına göre yanlış bir cümleyi tespit edebilme, kullanıcıyı ikaz etme ve hatanın düzeltilmesi için bazı tercihleri kullanıcıya sunma, kelimelerin otomatik yazılması gibi, yazımı kolaylaştırıcı birçok özelliğe sahiptir.İnternet ortamında yapılan bazı alışveriş işlemleri de, sun'î zekânın uygulama alanlarındandır. Bu sistemlerde, herhangi bir internet sitesinden alışveriş yapan bir kişi, daha sonra aynı siteyi ziyaret ettiğinde, satın alabileceği ürün tercihleri otomatik olarak kendisine sunulmaktadır. Bu tercihler, daha önce alışveriş yapılan alanla ilgili yeni çıkmış bir ürün veya ziyaretçinin ilgi alanına yakın bir başka üründen oluşabilmektedir. Sun'î zekâ sistemleri, çamaşır ve bulaşık makineleri gibi ev âletlerinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Makine çalıştırıldığında, yıkanacak eşyanın miktar ve kirliliğine göre, sistem ideal dönme sayısını, su miktarını, durulama-sıkma kombinasyonunu otomatik olarak belirleyebilmektedir. Sun'î zekâ kullanılmasına ilginç bir başka misal, SCIgen (http://pdos.csail.mit.edu/scigen/) isimli bilgisayar programıdır. Bu program kullanılarak bilgisayar bilimleri alanında, şekil, grafik ve referansları da ihtiva eden gelişigüzel araştırma makaleleri üretilmektedir. Öyle ki bu programla üretilmiş bir makale, WMSCI 2005(http://www.iiisci.org/sci2005/website/default.asp) isimli milletlerarası bir konferansa gönderilmiş ve sunulmak üzere kabul edilmiştir. Sun'î zekâ uygulamalarının en başarılı olduğu sahalardan biri, satrançtır. Günümüzde uzman seviyede satranç oynayan makineler mevcuttur. Bu makineler, oyun sırasında yüz binlerce hamleyi gözden geçirebilecek işlem hızıyla üretilebilmektedirler.İnsan ve sun'î zekâ sistemleri arasındaki farklılıkİnsanın maddî ölçülerle temsil edilemeyen ruhî yönü, mânevî donanımları, kararlarını verirken kullandığı irade ve şuuru, onun mahiyetini sadece zekâ kavramına ve zihin fonksiyonlarına indirgeyerek anlamamızı, onu zihin fonksiyonlarından ibaret görmemizi ve sadece zekâ ile özdeşleştirmemizi imkânsız kılar. İnsan ve makine farklıdır. İnsan bir tercih yaparken dış tesirlerin yanında, hür iradesini ve şuurunu kullanarak kararına kendinden bir şeyler katarken, sun'î zekâ sistemleriyle destekli teknolojiler, onu plânlayan, üreten kişilerin ufkuyla ve programa koydukları esneklik ve teknolojinin o zaman dilimindeki imkânları ile sınırlı kalmaktadır. Bundan dolayı bilgisayar programlarının çalışmasında veya sun'î zekâ destekli teknolojik sistemlerde gözlenen kısmen insana benzer bir tercih yapma veya karar verme özellikleri, tamamen programcının yazdığı algoritmanın sınırları içinde üretilebilen kararlardır. NeticeHer şeyde olduğu gibi, bu sahadaki ilmî çalışmalar ve bunlara dayalı teknolojik ürünler, potansiyel olarak hem iyiliğe, hem de kötülüğe açıktır. Sun'î zekâ çalışmalarının insanlığa fayda üretmesi, insanın acziyetini anlamaya ve Yüce Yaratıcı'yı takdire götürmesi için bilimlere bakış açısının yeniden gözden geçirilmesi ve sun'î zekâ ürünlerini değerlendirmede yeni yorum kriterlerinin belirlenmesi şarttır. Sun'î zekâ ürünleri vasıtasıyla çözülmeye çalışılan problemler basit olmasına rağmen, harcanan emek, maliyet ve insan gücü iki şeyi açıkça gösterir: Birincisi, insanın öğrenme, düşünme ve karar verme gibi zihnî faaliyetlerinin ne kadar planlı ve programlı gerçekleştiğini, ikincisi onun ne kadar harika yaratıldığını..._________________

Kaynaklar-

Kocabaş Şakir (1995). Sun'î Zekâ Araştırmaları. Bilgi Toplumu ve Eğitimimiz Sempozyumu. 8 Nisan 1995
Fazilet Eğitim Kurumları Bildiri Metinleri Kitapçığı, sh:39-48-
Russell, S. and Norvig, P. 1995. Artificial Intelligence A Modern Approach.-

Ahmet IŞIK

No comments:

Bu yazıya Not Ver !