Monday, January 15, 2007

Girişimci Ruhu

SORU: GİRİŞİMCİ’NİN KİŞİLİK PROFİLİNİ TANIMLAR MISINIZ ?

Girişimci kişilik profili sosyolojik açıdan lider-karizmatik-güvenilir gibi özellikler taşırken psikolojik açıdan atak, girişken, yaratıcı, öz güveni güçlü bir yapı göstermektedir. Girişimci bir yatırım projesinde ekonomik açıdan finans kaynakları olan veya bulabilen bir maddi güç gerektirmesi ile önem taşırken, planlama, fizibilite, proje yönetimi gibi teknik yönetici formasyonlarına gerek duyar.

SORU: GİRİŞİMCİNİN SOSYAL BİR AKTOR OLARAK KALKINMADAKİ ROLÜNÜ AÇIKLAR MISINIZ ?

Liberal ekonomik sistem içinde GİRİŞİMCİ tüm bu özellikleri ile bir ülkenin gelişmesi hızını belirleyen etkili sosyal aktörlerden biridir. Şirketleri kuran girişimci kişilerin ortak özellikleri risk alabilen, yaratıcı, önder, uzağı görebilen nadir insanlar olmasıdır. Girişimci insanlar bir heykeltraş, besteci , yazar gibi yoktan bir sanayi eseri ortaya koyan , farklı olma özelliği taşıyan sanatçılar gibidir. Girişimci insanları toplum ilgi ve saygıyla dinlerken, o tip kişilerin toplumsal önder gibi kabul edilmesiyle sosyal yaşamda da ticari işleri dışında farklı fonksiyonlar yüklenmesine yol açar. Şüphesiz toplumda itibar ve saygı görmek girişimcilerin, maddi kaygılarının üstünde doğal bir gereksinimi olur. Dolayısı ile şirket kurucularının resimlerini , giriş kapılarında ve oğullarının odasındaki duvarlarda görmek “ babam sağolsun “ minnetinin sonucudur. Şirket gelişerek, bir kişinin kontrol edemeyeceği bir yapıya ulaşınca küçükken hızla büyüyen şirketin gelişmesi durur. Hatta gerilemeye başlar. Buradaki kritik konu “ DEDE kurar , OĞUL tutar , TORUN dağıtır “ sözüyle özdeşleşen aile şirketlerinin ömrünü belirleyen kurumsallaşamama sendromudur. Çünkü ailenin girişimci bireyinin gelişmeyi ve büyümeyi sağlayan psikolojik, sosyal, yönetim özellikleri şirket kültüründe yok olmakta veya etkisini yitirmektedir.

SORU: GİRİŞİMCİLER NEDEN KURUMSALLAŞMA GEREĞİNİ DUYAR ?

P. Drucker girişimcinin kurumsallaşmaya zamanında geçememiş olmasının sorunlara yol açacağını söyler. KURUMSALLAŞMIŞ şirketlerde ise girişimcilik, proje ve planlama yeterliliği gelişmiş profesyonel yöneticilerin bir fonksiyonudur. Piyasa araştırmaları yapan, pazar ihtiyaçlarına göre mamul ve hizmet projeleri üreterek gerekli finans kaynaklarını sağlayan bir iş geliştirme ekibi kurulur. KURUMSAL GİRİŞİMCİ modelinde iş geliştirme ekip lideri- kurumsal girişimci yönetici- yönetim kuruluna bütçe, stratejik planları ile geleceğe dönük iş geliştirme projelerini sunmak zorundadır. Kurumsal şirketin sermayedarlarının yapması gereken tek şey önüne konulan yatırım ve iş geliştirme projelerinin risk analizlerine göre yatırım kararını ve zamanını belirlemektir. LAUTERBACH ekonomik gelişmenin GİRİŞİMCİ RUHU ile mümkün olacağını söyler. Güç ile motive olan girişimci ruha sahip girişimci, gerekli kapitali var ise, kurduğu işte başarının ilk şartını gerçekleştirebilir. İşi finanse edecek kapitali yok ise iş fikrine ortaklar bularak, kredi bularak işletmenin temelini atabilir. EGS, Harvard study case olarak dünyada da tanınan PROFESYONEL PATRON modeli diye adlandırdıkları kurumsal girişimci modelinin farklı bir başarılı örneğidir. Ülkemiz KOBİ’lerin gelişmesindeki en büyük engel finansal ve teknik bilgi yetersizliklerinden kaynaklanıyor. İşin daha trajik yönü teknik, finans ve yönetim konularındaki bilgi açıklarının farkında olmamaları ve gerçekten çok değerli olan işteki ustalıklarının karlı bir işletme için yeterli olduğunu sanmalarıdır. Kurumsallaşmayı sağlayarak, girişimci özellikleri olan profesyonel yöneticiler veya danışmanlar ile çalışmaya başlayan KOBİ ikinci-üçüncü kuşak patronları, kurucu-girişimci aile büyüklerinin yarattığı şirketlerini dünyadaki rakipleri ile rekabet edebilir noktaya getirebilir. Soyadınızın Koç, Sabancı olması sizin Hacı Ömer Sabancı , Vehbi Koç olmanıza yetmez, ama farklı nitelik ve beceride kurumsal girişimci yöneticiler ile yatırım projeleri geliştirmenize kapital gücünüz olanak sağlar. ÜZEYİR GARİH Aydın Ticaret Odası Dergisi’nde yayınlanan bir konuşmasında, iş potansiyelini , dinamizme çevirmek için bilgi, deneyim, finans gücü, yönetim becerisi ve hepsinden önemlisi teşebbüs gücünün olmasını karlı bir işletmenin temel faktörleri olarak sayar.
“Yapmak ile söylemek arasında deniz vardır” sözü bir işin yapılabilmesi için finans gücünüz yanında, yaratıcı bir iş bilgisinin gereğini ortaya koyar. Çevresinde ve dünyadaki ticari faaliyetlerden farklı bir pazarlama stratejisi geliştiren veya ticari değeri olan bir icadı olan girişimciler, karlı bir iş fikrinin yaratıcısıdır. Ama sermayesi olan kişiler böyle kişilerden yararlanmak yerine karlı bir iş yapan kırtasiyenin karşısına aynı çeşitleri satan bir kırtasiye dükkanı açar. Zincirleme mikro iş fikirleri, bu bir kırtasiye dükkanı değil de fabrika ise makro-ekonomik soruna dönüşür.
Rekabet dünyası BULUŞ üzerine kurulmuştur. Ezberci ve standart insan tipi yetiştiren eğitim sistemimiz, VEHBİ KOÇ, HACI ÖMER SABANCI gibi girişimcilerin ortaya çıkmasına olanak vermez. Son günlerin popüler girişimcisi KEMAL ŞAHİN dağ köylerinde zor şartlarda yetişip, Etibank bursu ile Almanya’da mühendislik tahsili yapmış ve Almanya’da çalışmasına izin verilmediği için ticarete atılmış , bugün Almanların bile örnek kabul ettiği dünya klasında bir girişimcidir. Kemal Şahin tipinde girişimciler Almanya’da bile zor çıkarken , şirketlerin büyümesi ve illerin kalkınmasında KURUMSAL GİRİŞİMCİLİK modeli alternatif olarak durmaktadır. Ayrıca çalışanların yaratıcı iş fikrini değerlendirmede Japonya daki uygulamalar çok iyi örnektir. TOYOTA yöneticileri, çalışanlarının geliştirdiği 120 000 iş fikri pratiğe dönüşerek Japon mucizesini sağlamışlardır.

SORU: GİRİŞİMCİLERİMİZİN AB’YE UYUM SÜRECİNDE ŞİRKET STRATEJİLERİ NASIL OLMALI ?

Bilimi mühendisliğe indirgeyen pozitif iş yaklaşımını , şirket kültürü olarak benimsemeyen sermayedarlar kurumsallaşmayı ve gelişmeyi sağlayamaz. KOBİ’lerimizin aile şirketi yapısından REKABET GÜCÜNÜ artırıcı organizasyon ve yönetim yapısına geçmesi kaçınılmazdır. Rekabet gücü yüksek şirketlerin kullandığı kurumsal girişimci modelini uygulayarak , profesyonel yönetici veya danışmanlar kullanarak bilgi toplumuna en kısa sürede uyum sağlamalıdırlar.
Büyüme stratejilerini belirledikten , yatırım ve proje fizibilitelerini yaptıktan sonra geleceğini planlayamayan şirketlerin değişime ayak uydurmaları zor olacaktır.
İnsana ve modern teknolojiye yatırım yapmak için meslek odalarından, sanayi odalarına , TOSYÖV , KOSGEB, TTGV, TÜBİTAK , İKV , İGEME gibi uluslararası kurumlar ile işbirliği yapan birçok kurumdan destek alınabir. KONRAD ADENAUR VAKFI ve FRIDERICH NAUMANN VAKFI gibi önde gelen vakıflar Avrupa Birliğine geçis sürecinde, iş adamları ve yöneticilerimizin -PARADİGMA- bakış açısının evrensel değerlere yönelmesinde katkıda bulunmaktadır. İçe dönük bakış ile ticaret dünyasındaki gelişmeleri anlamak imkansızdır. “Küçük olsun, benim olsun” mantığı ile küreselleşen dünyada tek başına bir işletmenin ayakta kalması gittikçe zorlaşacağından gerek yerel, gerek yurt dışındaki şirketler ile sektörel işbirliklerini geliştirmek, hatta şirket evlilikleri yapmak geleceğe dönük yatırımlardan biridir.
Nietzsche’nin “derisini değiştirmeyen yılan ölür “ sözü bakış açısının önemini vurgulamaktadır.

No comments:

Bu yazıya Not Ver !