Wednesday, November 21, 2007

Kalça Biçimlendiren Egzersizler

Biçimli ve sıkı kalçalara sahip olmak için spor salonlarına gitmenize hiç gerek yok.

Kalça kaslarını hedef alan "Pilates" egzersizleri, jimnastikle bile çalışmayan kasları harekete geçirerek, vücudunuzun kısa sürede forma girmesini sağlıyor.

Bacak kaldırma

Yüzükoyun yere uzanın. Rahat hareket etmek için yere bir havlu serin. Kollarınız yerde çapraz olacak şekilde başınızı kollannızın üstüne yaslayın. Bacaklarınızı gergin tütün ve bir bacağınızı yerden 5-10 cm. kadar yukarı kaldırın. Bu sırada diğer bacağınız gergin bir şekilde parmak ucuyla yeri göstersin. Hareket sırasında nefes alın ve karnınızı içe doğru çekin.

Sırt uzatma

Sırtüstü yere uzanın. Çeneniz dik bir şekilde, başınızı yerden kaldırın. Sol bacağınızı uzatıp, sağ bacağınızı dizden kırın ve iki elinizle kavrayın. Rahatça nefes alın ve verirken sol popo kasınızı sıkın. Bu sırada karnınız bir sünger gibi kasılacak. Hareketi en az 10 kez tekrarladıktan sonra aynı egzersizi diğer bacakla gerçekleştirin.

Derinlemesine rahatlama

Bu hareket, kısalmış kaslarla, kas kramplarına karşı alınan bir önlem niteliği taşıyor. Sırtüstü yere uzanın. Bacaklarınızı vücudunuzla 90 derecelik bir açı oluşturacak şekilde kaldırın. Ellerinizle bacaklarınızı dizlerinizin altından kavrayın ve mümkün olduğu kadar göğsünüze doğru yaklaştırmaya çalışın. Nefes alın ve içinizden 20'ye kadar sayıp nefesinizi verin.

Omurları açma

Yere uzanın ve ayaklarınızı omuz genişliğinde açın. Daha sonra dizden bacaklarınızı kırın ve belinizin düzlüğünü koruyarak nefes alın. Bu sırada omurlarınızın alt kısmını yerden yavaşça kaldırın. Hareketi yaparken karnınızın bir sünger gibi kasıldığını ve poponuzun sıkılaştığını hissedeceksiniz

Göz Altı Morluklarından Kurtulma Yolları

Göz altı morlukları çoğu kadının karşılaşabileceği, hayal kırıklığına uğradığı bir sorun. Herşeyden önce morlukların iki sebebi var.

Kan dolaşımı

Yavaş kan dolaşımı göz altı morluklarına neden olabilir. Bu sorun Latin Amerikalılarda ve karasal, denize kıyısı olmayan yerde yaşayanlarda gözlenir. Yavaş kan dolaşımı, ciltte fazla Hemosiderin (demir oksiti içeren bir pigment) birikmesine neden olur. Bu tür morluklardan kurtulmak zor olsada, bazı araştırmalarda retinol ve K vitamini kombinasyonunun morlukların giderilmesine yardımcı olduğu gözleniyor. K vitaminli birçok ürün bulunsa da morluklar için işe yarayıp yaramadığı henüz tam bilinmiyor.

Morluğun diğer sebebi melanin

Melanin de göz altı morluklarına neden olur. Güneş melanini açığa çıkardığında, melanin cildi koyulaştırır ve ağırlıklı olarak göz altlarında toplanır.

Uyku durumunuz nasıl?

Uykusuzluk, düzenli kan akışını sınırladığı için göz altı halkalarının diğer bir oluşma sebebidir. Bu nedenle iyi uyuyup uyumadığınıza da özen gösterin.

Göz altı morlukları için ne yapabilirsiniz?

Her gün mutlaka güneş koruyucu sürmeli ve güneş gözlüğü takmalısınız. Güneş koruyucu özellikli göz altı kremleri mevcut ama diğer yüzle ilgili güneş koruyucuların göz altını koruduğuna ilişkin kesin veriler yok. Gözlerinize batmayan titanyum dioksitli güneş koruyucuları da deneyebilirsiniz.

Sağlıkla ilgili sorunların yansıması olarak morluklar oluşmuş olabilir. Bunun için de şikayetlerinizi gözden geçirerek bir iç hastalıkları uzmanına başvurmalısınız. Tüm bunlara göre tavsiyemiz güneş koruyucular dışında göz halkalarını giderdiğini belirten ürünlere boşuna para harcamayın ve pahalı lazer tedavileri, peelinglerden uzak durun. Bunlar işe yaramaz ve paranız boşa gider. Göz altı halkaları için bunların
ötesinde yapılabilecek çok birşey henüz malesef yok.

Gençlik ve güzelliğin 5 altın kuralı

Artık kremler, bitkisel çözümler ve plastik cerrahi bir kenara bırakıldı! Gençleşmenin son modası burada!

Gençlik ve güzellik denince kadınlar için akan sular duruyor. Bu uğurda ameliyat dahil her yöntem deneniyor. Şimdilerde ise kremler, bitkisel çözümler, plastik cerrahi ve yardımcı yöntemler bir kenara bırakıldı! Gençleşmenin son moda yöntemi yüz yogası oldu. Filipin asıllı Lourdes Julian Doplito Çabuk, verdiği yoga dersleri gençleşmek isteyen kadınlar tarafından keşfedildi.

Kadınlara gençlik ve güzellik yogası kursları veren Lourdes Çabuk, dört çocuk ve dört torun sahibi 57 yaşında genç bir kadın! Genç diyorum çünkü; Madam Lourdes kendisinden ders almaya gelen 30 ve 40'lı yaşlardaki öğrencilerinden çok daha duru bir tene, çok daha az kırışığa ve oldukça fit bir vücuda sahip.

Amerika'da başladığı güzellik yogası derslerini İstanbul'a taşıyan Filipin asıllı Lourdes Çabuk, annesi ve anneannesinden gözlemlediği güzellik uygulamalarını da deneyimleyerek ilginç teknikler geliştirmiş. Yoga hocası olan eşi Adnan Çabuk'la birlikte açtığı Shiddashram Yoga Merkezi'nde yaklaşık altı yıldır kurslar veren Madam Lourdes'in sırlarını öğrenmek üzere Nişantaşı'ndaki merkezin kapısını çaldık.

Dekorasyonun verdiği mistik hava, müzik ve bitki çayıyıyla bütünleşince bir huzur ortamında buluyoruz kendimizi. Madam Lourdes, katılımcılara çeşitli sorular soruyor ve kursun gerçekleşmesi beklenen etkisini somut olarak görmek üzere yüzlerinin fotoğrafını çekiyor. Kiminin yanaklarındaki sarkmalar canını sıkıyor, kiminin alnındaki kırışıklıklar, kimininse giderek büyüyen gıdısı.

Yaşlanmanın ilk sinyallerini almış ve bunun önlemlerini almak isteyen, özellikle 30-40 yaşlarındaki çalışan kadınların rağbet ettiği kurs, haftada iki saatlik derslerle 1 ay sürüyor.

Program metabolizmanın yavaşladığı menopoz dönemindeki kadınlar için de etkili bir anti aging çalışması aynı zamanda. Sadece yüz egzersizleriyle sınırlı kalmayan dersler, hem teorik hem pratik yoga çalışmalarıyla beraber ilerliyor. Çabuk'un öğrencileri arasında Defne Samyeli, İpek Tenolcay ve İpek Tuzcuoğlu gibi ünlü isimler de var.

Gelelim Madam Lourdes'in cömertce paylaştığı gençlik ve güzellik sırlarına. Şu beş maddeye dikkat ederseniz; 10 yaş gençleşmeyi sağlama aldınız bilin;

"Doğru beslenme, doğru düşünce, doğru rahatlama, doğru nefes ve doğru egzersiz. Herkesin bir enerji bedeni, yani aurası var. Eğer bu auranın herhangi bir yerinde boşluk oluşursa, o bölgedeki organlar kolay hastalanabilir. Bizim yaptığımız yoga egzersizlerinde önce aurayı temizliyoruz" diyor Madam Lourdes.

Katılımcıların beslenme alışkanlıklarını öğreniyor, kimininkini de yüzüne bakarak şıp diye söyleyebiliyor: "Çok fazla peynir yiyorsun değil mi?" Peynirin içinde yapışkan bir madde bulunduğunu, bunun da yanaklarda sarkma yaptığını biliyor muydunuz?

Biz, her yüze ve her yüz kasına ayrı hareket öneren Lourdes hocayla, beş altın kuraldan biri olan doğru beslenme üzerine konuştuk.

Yaşınızı öğrenen herkes eminim aynı şaşkınlığı yaşıyordur, nasıl bu kadar genç kalabildiniz? Bunda Filipin asıllı olmanızın bir etkisi olabilir mi?

Bu soruyla çok karşılaşıyorum. Önce şunu söyleyeyim. Uzakdoğulular neden daha genç görünür ve ciltleri güzel olur? Bu öncelikli olarak beslenmeyle ilgili tabii ki. Biz daha fazla balık, deniz mahsulü yiyoruz ama daha az ekmek, daha az peynir ve şeker tüketiyoruz.

Yemekleri fazla pişirmiyoruz. Şeker, kek, pasta sevmiyoruz. Tatlı yerine ekşiyi tercih ediyoruz. Mesela ben greyfurta bayılırım. Üstüne biraz tuz serper, sirkeye batırıp yerim. Bizim ülkemizde insanların yüzde sekseninin dişleri sağlamdır. Benim babam 90 yaşında ve dişleri tamamen kendisinin. Çünkü tatlıyı sevmiyor. Kanser de biliyorsunuz şekerden besleniyor.

Genetik faktörlerin etkisi var mı?

Benim için genetik faktör yaşlanma nedenleri arasında en sonda gelir. Örneğin benim kızkardeşim benden dört yaş küçük ama benden yaşlı gösteriyor. Vücudu esnek değil, daha fazla kırışığı var. Daha stresli ve yanlış beslenen insanlar daha çabuk yaşlanır.

Vücudun ne tür beslenmeye ihtiyacı olduğunu nasıl bilebiliriz?

Herkesin ihtiyacı olan şey farklı. Bir kan tahlili yaptırmak iyi olur. Vücudun neye ihtiyacı olduğunu görebilir ve fazlalıkları atabilirsiniz. Vücutta çok fazla fosfor varsa balık yemek alerji yapabilir mesela. Potasyumunuz çok ise muz size göre değildir. İnsanlar genellikle içinde her şey olan vitamin tabletleri alıyorlar. Ama bakalım bizim ihtiyacımız var mı hepsine? Vücut fazlalıkları atmak için çok uğraşıyor daha sonra. Böbrekler ve karaciğer yoruluyor.

Kadın ve erkeğin ihtiyaçları da değişiyor değil mi?

Evet. Kadınlar hormonlardan dolayı daha fazla sebze tüketmeli. Sebzelerdeki doğal östrojen kadınlara iyi geliyor. Erkekler daha fazla et yemek istiyor, testosteron hormonundan dolayı. Daha çok demire ihtiyaçları var. Biz daha yumuşak bir beslenme tarzı seçmeliyiz.

Kadınlar genç kalmak için nelere dikkat etmeliler?

En önemli, en güzel antioksidan sudur. Sudaki oksijen kanı, hücreleri besler. Bol su içen bazı kadınlara bakın, ciltlerinde yine de kuruluk vardır. TDS denilen, sudaki toplam çözünmüş maddeler, yani suda olan fazla mineral, metal, tuz ve kimyasallar nedeniyle içtiğimiz sudaki oksijen bir türlü hücrelere gitmez. Musluk suyunda ölçtük aşağı yukarı 200 madde var. O suyu içtiğimizde o maddeleri de torba gibi taşıyoruz. O maddelerden dolayı oksijen giremiyor hücrelere. Biz o minarelleri yemekten, sebze-meyveden alıyoruz zaten.

Su, oksijenin vücudumuza taşınması için bir araç. İçtiğimiz su maalesef o kadar çok diğer maddelerle dolu ki ne hücrelerimize oksijen taşıyabiliyor, ne de vücuttaki toksinleri atabiliyor. TDS miktarı 50'den fazla olmamalı. Biz eve filtre takdırdık. Musluktan akan suda şimdi sadece 12 TDS var. Tabii oksijenin diğer kaynağı doğru nefes. Doğru nefesle sadece oksijen almıyoruz aynı zamanda hayattan da daha çok haz alıyoruz. Prana yoksa hayat da yok.

Ve tabii ki doğru beslenme.

Evet. Doğru beslenme ile ilgili birkaç genel kuralı saymak gerekirse; protein ve karbonhidratı beraber hiç tüketmemek lazım. Ben derse katılanlara bir çizelge veriyorum, ne ile neyi beraber tüketmemek lazım diye. Bu çok önemli. Böylece sağlıksız şeyler de yesek zararı azaltabiliriz.

Örneğin eti çok seviyorsak sık ve fazla tüketmemek kaydıyla yiyebiliriz ama mutlaka yanında salata yemeliyiz. Bizim yoga merkezinde beslenme ile ilgili fanatik bir yaklaşımımız yok. Uzun zamandır görmediğiniz bir akrabanızı ziyarete gittiniz, size bir sürü yemek yapmış. Ben bunları yiyemem diye onu reddetip kırmak olmaz. Ölçülü ve dengeli olmaya çalışmak en güzeli. Her şeyi yasaklamak olmuyor ve insan doğası buna alışamıyor.

Haftanın beş günü sağlıklı beslenelim, ama strese de girmeyelim. Hafta sonu serbest gün olsun. Bir de her insan farklı. İyi niyetli olmak lazım ne yersek yiyelim, iyi bir enerjiyle, sevgiyle yiyelim. Süt ürünlerine dikkatli yaklaşmak lazım. Peyniri ve sütü mutlaka azaltmak lazım. İçlerinde yapışkan bir madde var. Araştırma yaparsanız bunu görebilirsiniz. İlla peynir yemek istiyorsak lor peynirini tercih edelim.

Yoğurt ve ayran sütten çok daha faydalı. Ekmeği azaltalım. İnsan kendi dışkısına bakarak nasıl beslendiğini görebilir. Kabızlık vücudun ne kadar susuz kaldığının, sindirimi zor besinler tükettiğinin bir göstergesidir. Sindirim yolunun tıkanması mutfak lavabosunun tıkanması gibidir. Sağlıklı bir beslenmeden söz edilemez.

Peki bu dört hafta sonra kadınlar ne gibi bir değişiklik görecekler kendilerinde?

Çok memnun olan öğrencilerim var. Arkadaşları "Estetik mi yaptırdın" diye soruyormuş. Bunu duyunca çok mutlu oluyorum. Ciltleri pırıl pırıl, aydınlık oluyor. Temiz beslendiklerini yüzlerinden anlayabiliyorsunuz. Toksinsiz yiyecekler yediğinizde bütün hücreleriniz iyi beslenir ve mecburen genç kalırsınız.

Bize biraz günlük beslenme tüyoları verir misiniz?

Sabahları meyve yemek için en ideal zamandır. Karnınız açken vücut meyvedeki bütün besini emer. Hem de güne taze bir başlangıç yapmış olursunuz. Öğle vakti protein alma vaktidir. Çünkü protein sindirimi zaman alan, ortalama 4 saat süren bir maddedir (Karbonhidrat ise 2 saat).

Onun yanında salata ya da sebze olsun ama karbonhidrat yok. Çünkü bütün bu maddeler için midede farklı enzimler var. Hepsini karıştırırsak midede asit yapar. Yediğimizin faydasını göremediğimiz gibi, kısa sürede tekrar acıkırız. Hazımsızlık ve rahatsızlık da cabası. Meyveyi akşam yemeğinden sonra yeme alışkanlığını bırakmak gerekir. Hem şekeriniz yükselir hem de hazmı zor olur, mineralleri tam alamazsınız. Bir de aynı aileden meyveleri beraber tüketin. Mesela elma ile armutu, portakal ve greyfurtu birlikte yiyebilirsiniz.

Lourdes Çabuk kimdir?

Filipinler'de San Thomas Üniversitesi Tıbbi Teknoloji Bilimi'nde eğitimini tamamlayan Lourdes Julian Doplito Çabuk, çiçekçilik ve moda üzerine çalışırken yoga ile tanışıyor ve kristal taş şifacılığı çalışmalarına katılıyor.

Daha sonra Amerika'ya taşınan Çabuk, New York ve Florida'da Hatha Yoga, Kundalini Yoga ve Kriya Yoga eğitimleri alıyor. İlk evliliğinden 4 çocuk ve 4 torun sahibi olan Çabuk, güzellik yogasını ilk kez dördüncü çocuğunu doğurduktan sonra keşfediyor. Doğum sırasında kilo alan Çabuk, hem kilo vermek hem de yüzünü toparlamak amaçlı hareketler yapmaya başlıyor. İkinci evliliğini yoga hocası Adnan Çabuk'la yapan Madam Lourdes, bir ev de İstanbul'da açıyor. Ve Amerika'dan sonra gençlik ve güzellik yogasını Türkiye'de de öğretmeye başlıyor.

Neden yüz yogası?

Türkiye'deki kadınların ciltleri çok güzel. Burada kadınlar ayrıca daha hassas ve duygusal. Stresten çabuk etkilenme oranları yüksek. Sigara, doğru nefes alınmaması, yanlış beslenme ve negatif düşünce özellikle 30 yaşından sonra kırışıklıkların başlamasına neden oluyor.

Yüz bölgesi, vücudun en az çalıştırdığımız bölgesi. Belli bir yaştan sonra adaleler tembelleştiği için sarkmalar başlıyor. Yanlış nefesle yüzdeki hücrelere oksijen gitmiyor. Doğru duruş da çok önemli. Bu nedenle bir bütün içinde çalışma yapmak gerekiyor. Bedene önce düşüncelerle hükmediyorsunuz. Sabah kalkar kalkmaz yapacağınız bedensel hareketlerle, duştan sonra 15 dakika aynanın karşısında sorunlu bölgeleri hareketlendirmeyle ve beslenmenize dikkat ederek olduğunuzdan 10 yaş bile genç görünebilirsiniz.

Gençlik ve güzelliğin 5 altın prensibi

1- Doğru rahatlama
2- Doğru nefes
3- Doğru beslenme
4- Doğru egzersiz
5- Pozitif düşünce

Detoks çayı

Lourdes Çabuk'un tavsiye ettiği bu detoks çayını arınma amaçlı olarak ayda 1 ya da 2 kere içebilirsiniz.

2 bardak suyu kaynatın. Kaynamış suyun içine bir tutam kiraz sapı, bir tatlı kaşığı kereviz yaprağı, bir demet taze maydanoz, bir tutam enginar yaprağı ve 4-5 tane avokado yaprağı koyun.

Malzemeleri ekledikten sonra en fazla iki dakika daha kaynatın. Ateşten aldıktan sonra demlenmesini bekleyin. Yatmadan önce bir bardak suyu için, ertesi sabah da kalkınca kalan bir bardak suyu için.

Saç ve Cilt Bakımı İçin Zeytinyağı, Selülite Susam, Sivilceye maydanoz

Zeytinyağı güneşin ciltte bıraktığı zararlı etkileri ortadan kaldırıyor. Gelincik çiçeği gözaltındaki çizgileri gideriyor. Yoğurt ve domates yağlı ciltleri dengeliyor. Yumurta akı ve limon karışımı, ciltteki lekeleri açıyor. Papatya yağı ile yapılan masaj dinlendiriyor, at kestanesi yağı kırışıklıkları açıyor. Susam, limon, portakal ve biberiye yağlarının karışımı selülitleri inceltiyor. Maydanoz ve marul maskesi sivilceleri kurutuyor. Mısır unu ve yoğurt karışımı ciltteki ölü hücreleri temizliyor. Salatalık sütü ve üzüm en derin cilt temizleyicisi olarak biliniyor. Mayıs papatyası saçları canlandırıyor, zeytinyağı ve limon karışımı tırnakları besliyor.
Cilt bakım ürünleri sadece kadınlar için değil, erkekler için de günümüzün vazgeçilmez ihtiyaçlarının başında geliyor, ancak, bu ürünlerin fiyatları da her ailenin karşılayabileceği cinsten değil. El, yüz, tırnak, saç, ayak ve tüm vücut bakımına yönelik temizleme losyonu ve sütü, nemlendirici krem, bakım kremi, kırışıklık giderici krem, selülit ve çatlak kremleri, gözaltı kremi, makyaj temizleme malzemeleri, saç bakım ürünleri, sabunlar, şampuanlar bütçemizin gider hanesinde önemli yer işgal ediyor. “Her evin mutfağı bir kozmetik laboratuvarıdır, yeter ki doğru ürünü doğru yerde kullanmayı bilin. Evde her şey var.” diyen uzman estetisyen Gülten Şenşafak, cilt bakımından vazgeçmektense gerekli malzemeleri mutfaklarda üretmeyi öneriyor. 25 yıldır masaj ve cilt bakım ürünleri üzerinde çalışan Şenşafak, yakında bakım formüllerinin yer aldığı bir kitabı da piyasaya çıkaracak. Yazın kavurucu sıcaklarının ve güneşten gelen zararlı ışınların ciltteki olumsuz etkilerinin saf sızma zeytinyağı ile giderilebileceğini belirten Şenşafak “Öncelikle güneşe direkt maruz kalmaktan kendinizi koruyun. Yüzünüzü bir losyonla temizledikten sonra süreceğiniz zeytinyağı, güneşin ciltte bıraktığı kanserojen etkiyi kaldırır. Yağlı ciltler 1, kuru ciltler 2 saat sonra yıkanmalı. Eğer güneş banyosu yaptıysanız, tüm vücudunuza zeytinyağı sürün ve iki saat sonra duş alın.” diyor.
Evde yapmak mümkün
Bakım ürünü yapmak için kullanacağınız bitki ve yağların kimini evde yapabilir, kimini de aktarlarda bulabilirsiniz. Cildinize en uygun cilt bakım ürününü yapmadan önce cildinizi tanıyın. Yüzü sabunla yıkadıktan 2 saat sonra alın, burun ve çene yağlanır da yanaklar kuru kalırsa, cilt karma, bütün yüzde yağlanma varsa yağlı, bütün ciltte kuruluk, gerginlik varsa cilt kuru demektir. Çok bilinenin aksine cildi temizlemek için su ve sabun yetmez. Çünkü sular kireçli ve klorlu, cilt tipleri de farklı. Evde hazırlanan papatya, ıhlamur, kekik losyonları ile akşam cildinizi çok kolay temizleyebilirsiniz. Bir çorba kaşığı kekiği bir bardak su ile çay gibi demleyin. Soğuyunca süzün. Cilt yağlıysa kekiğe bir fincan gül suyu, kuru ve karma ciltlere iki ölçü gül suyu katın ve bir pamuğu batırıp yüzünüzü silin. Gül suyu cildin yağını alıyor. Yağlı cilt çabuk sarkar. Kuru cilt de çabuk kırışır. Kekik gözenekleri sıkıştırır. Antiseptik özelliği olduğu için sivilceleri kurutur, damar büzüştürür. Cam bir kapta buzdolabına koyup uzun süre kullanabilirsiniz. Gül yapraklarını şişeye doldurup üzerine arı su koyarak 15 gün bekletirseniz gül suyu elde edebilirsiniz.
Göz altları için özel bakım
Göz altındaki torbacıklar, şişmeler ve morlukları gidermek için, kuşburnunu lapa şeklinde pişirin. Küçük steril bir gazlı bezle ped yapıp gözaltına koyup bekletin. Gelincik çiçeği göz altındaki çizgiler için çok faydalı. Gelincikleri toplayıp kurutun. Bir çorba kaşığı kadar gelinciğin üzerine bir küçük kahve fincanı kaynamış suyu döküp bekletin. Soğuyunca sıkarak süzüp çıkarın ve sabah akşam göz altlarına sürün. Bir süre sonra bitki losyonuyla temizleyin. Ciltteki her türlü leke ve yazın çıkan çilleri yok etmek için, bir yumurta akına 15 damla limon suyu damlatın ve bitki losyonuyla temizlenmiş cilde üç kat sürün. Haftada 2–3 kez yapılınca ciltte leke kalmaz. Yumurta akı aynı zamanda ciltteki gözenekleri sıkıştırır, cildi pekiştirir. Limon ise leke açıcıdır.
Nemlendirici krem nasıl hazırlanır?
Kırışık ya da güneş ışığına maruz kalmış bir cildi beslemek için, kayısı yağı, buğday özü yağı, badem yağı, lanolin, balmumu ve gül suyunu karıştırarak besleyici, nemlendirici bir krem hazırlayabilirsiniz. İçine E ve A vitamini de katılırsa hücreleri yeniler, bakımını sağlar. Bitki yağları ve diğer malzemeler aktarlarda bulunabilir. Piyasadaki ürünlere göre bu yağlar çok daha ucuz. Cildiniz yağlı ise yüzünüze yoğurt maskesi yapın, 15 dakika sonra yıkayın. Salatalık maskesi de bir alternatif. Çok sivilceli, akneli bir cilt ise, domatese de alerjisi yoksa bir domates maskesi yapılabilir. Bu maskeler haftada 1–2 kere uygulanırsa ciltte yağ dengelenir. Bal maskesi cilde şeffaflık verir. Sivilceli cilt için balın içine üç damla limon damlatılabilir. Cansız ciltler için, küçük bir elmayı kabuğuyla birlikte sütle haşlayın. Cam tabakta ikiye bölüp içini temizleyin. Ezdikten sonra içinde kaynadığı süt ve balla karıştırın. Yüzünüze sürüp 20 dakika sonra yıkayın. Bu maske düzenli yapılırsa kırışıklıkları açar, cildi canlandırır. Cansız ciltleri canlandırmak için, bir parça ıspanağı kaynar suya sokup çıkarın. Ezip cildinize maske yapın. Bir kabuklu salatalığı hafif haşlayın, çıkarıp ezin. Çıkan suyuna biraz süt katın ve iki gün temizleme sütü olarak kullanın. Çiğ salatalığı rendeleyin. Çıkan su kadar süt katın ve 2 gün cildinizi temizleyin. 3–4 üzümü tabağa sıkın ve bu suyla cildinizi temizleyin. En derin cilt temizleyicidir. Beyaz kiraz ve avakado da temizler.
Sivilceler
Alerjik olmayan sivilceleri kurutmanın en iyi yöntemi üç hafta boyunca her sabah bir kaşık hamur mayasını eritip içmek. Midesi rahatsız olanlar bunun yerine maydanoz, salatalık ve marul maskesi yapabilir. Maydanozu elinizle küçük küçük koparıp tahta bir havanda ezin. 3–4 damla limon katıp haftada iki kere sivilcelerin üzerine maske yapın. Maskeleri gözaltlarına sürmeyin. Bu şekilde ciltteki lekeler açılır, sivilceler kurur. Marulu da aynı şekilde yapabilirsiniz. Yeşil kil de cilde çok faydalı. Kili ıslatıp süzün ve yüzünüze sürüp iki dakika sonra yıkayın.
Siyah noktalar
Siyah noktaları gidermek için, haftada bir sefer cilde peeling (cildi ölü tabakasından kurtarma yöntemi) yapılması gerekiyor. Bir tatlı kaşığı mısır ununu bir kaşık yoğurtla karıştırın. Banyodan çıktıktan sonra yüze ve siyah noktaların üzerine dağıtıp yavaş yavaş ovun. 2 dakika sonra yıkayın. Cildi parlatır, yumuşatır. Mısır unu yoksa galeta, yulaf ezmesi veya kepekli bisküvi ezilerek bile yapılabilir.
Zeytinyağıyla saç bakımı
Zeytinyağı saçları besler ama yıkarken yağı arıtmak için daha çok yıpratılır saçlar. Zeytinyağını vitaminle (panten evigen gibi) karıştırıp saç diplerine sürün. 1 saat sonra 1 yumurta sarısını çırpıp saç diplerine sürün. Köpürme özelliği olduğu için yumurta sarısı yağı kolayca arındırır. Biberiye, kekik ve ısırgan otu saç dökülmesini durdurur. Bir tutam kekiği bir litre su ile demleyip süzün. Sabah akşam saç diplerine parmak uçlarınızla masaj yaparak sürün. Mayıs papatyası saçları canlandırır, sarı papatya saç rengini açar. Saçınızı yıkadıktan sonra 2 litre suya yarım limon suyu katıp saçınıza sürerseniz, fazla yağlanmasını engeller.
Tırnak bakımında ise, kat kat ayrılan tırnaklar ve yarılan tırnak etleri için, bir fincan zeytinyağının içine biraz limon sıkın, akşamları 5 dakika parmaklarınızı içinde bekletin.
Bitki yağını evinizde siz yapın
Mayıs papatyasını taze toplayın. Temiz bir ortamda üç gün hafif kurutun. Cam bir şişenin içine biraz papatya, üzerine de sızma zeytinyağı doldurun. Ara sıra çalkalayarak 45 gün güneşte beklettikten sonra şişeyle birlikte kaynatın. Bir hafta daha güneşte bekletip süzün ve cam şişede buzdolabında saklayın. Papatya yağı sakinleştiricidir, her masajda kullanılabilir. Atkestanesi yağı, damar büzücüdür. Ciltte oluşan kırmızı ince damarları çatlakları engeller, tedavi eder. Aynı zamanda gevşemiş olan dokuyu sıkılaştırır, kırışıklıkları açar. Atkestanesini soyup rendeleyin ve papatya yağı gibi aynı işlemleri uygulayın. Gül yağı da bu şekilde yapılır. Makyajı temizler, kırışıkları açar, dinlendirir, rahatlatır. Çünkü ana maddesi saf zeytinyağı, gül kendi yapraklarındaki öz suyunu ve kokusunu yağa verir. Kayısı yağı, ciltteki lekeleri açar, canlandırır. Bronzlaştırıcı güneş yağı yapmak çok zor değil; ancak bir yılda hazırlanıyor. Henüz içi süt halinde olan yeşil cevizleri toplayın ve saf zeytinyağında bir yıl bekletin. Cevizin içindeki süt ve kabuğundaki vitaminler yağa akıyor. Bir yol sonra açıp süzün. İçine kayısı yağı ve buğday yağı katın. Bu yağ güneşlenme sırasında, güneşin zararlı etkilerini gideriyor, sağlıklı bir bronzlaşma sağlıyor.
Selülitler için bitki yağı ve masaj
Gülten Şenşafak’ın, tamamen ortadan kalkması mümkün olmayan selülitleri inceltmek için de kullandığı yöntemler var. Selülitin oluşmasını veya artmasını engellemek için dengeli beslenin ve açık havada derin nefesler alarak uzun yürüyüşler yapın. Her evde bulunan kese veya banyo fırçası ile selülitli bölgeleri kıpkırmızı olana kadar ovun. Çıktıktan sonra da, susam yağı, portakal yağı, limon yağı, biberiye, kekik, papatya, zambak, avokado gibi yağların karışımından yaptığınız yağ ile cildinize masaj yapın. Hepsini bulamasanız bile en azından susam yağının içine limon, portakal, biberiye yağları katmak lazım. Bu işlemler haftada 2–3 kere uygulanırsa, zamanla selülitler küçülür, doku sıkışır. Selülitte önemli olan dolaşımın hızlanmasıdır. Kılcal damarlar kan pompalamaya başlayınca bölgedeki dokular canlanır ve kendini yeniler. Hamilelik çatlaklarına da aynı yöntem uygulanabilir. Badem, ceviz veya susam yağı ile masaj yapılırsa karın bölgesinde çatlak oluşumu azaltılabilir. Susam, buğday, kayısı yağına A ve E vitamini karıştırıp karın bölgesine her gün masaj yapılırsa büyük fayda sağlar. Buğday ve kayısı yağı hücre yeniler. Yağları bozulmamaları için buzdolabında saklayın. Bitki, ot, losyon ve güzel kokulu yağları ışıktan ve ısıdan koruyun. Bütün malzemelerinizi cam kaplarda saklamaya dikkat edin.
Gülten Şenşafak kimdir? 48 yaşındaki Gülten Şenşafak, 1982’de Hacettepe Üniversitesi’nde vücut anatomisi ve masaj kursunu tamamladı. 1990’da Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak eğitim veren Lisan ve Kültür Merkezi’nde makyaj ve cilt bakımı kurslarını bitirdi. Cilt bakımında bitkisel yöntemlerle çalışmalar yapan ve çeşitli güzellik merkezlerinde çalışan Şenşafak, 1998’den beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme Kursları (İSMEK)’nda doğal ürünlerle cilt bakımı ve cilt sağlığı eğitimi veriyor.

Güzellik Maskeleri

GÜZELLİK MASKELERİ

Avokado-Salatalık Maskesi

1 fincan avokado küçük kesilmiş
1 fincan salatalık küçük kesilmiş
1 yumurtanın beyazı
2 çay kaşığı süt tozu

Bütün içeriği bir blender'da krem kıvamına gelene kadar işleme tabi tutun. 30 dakika buzdolabında bekletin ve soğuk olarak yüzünüze ve boyun bölgenize tatbik ediniz. Mask yüzünüzde kuruyana kadar kalmalıdır, bu süre 30 dakika kadardır. Sonrasında ılık su ile yüzünüzü ve boynunuzu yıkayınız. Kuru bir havlu ile yüzünüzü ve boynunuzu örtün.

Limon-Yumurta Maskesi

Yarım limon suyu
1 yumurta beyazı

Limon suyu ve yumurta beyazını birlikte 3 dakika iyice çırpın. Gözlerinizi koruyarak doğrudan yüzünüze tatbik ediniz. 30 dakika kadar bekleyiniz. Sonra yüzünüzü yıkayınız ve nemlendirici sürünüz.

Salatalık Maskesi

2 çay kaşığı dolusu küçük doğranmış salatalık
1 çay kaşığı süt tozu

Salatalık ve süt tozunu iyice karıştırıp, göz çevresine ve göz kapağına tatbik ediniz. 10 dakika bekleyiniz ve yıkayınız. Göz kremi sürünüz.



Yağlı Ciltler İçin Maske

1 fincan sıkılmış çilek
2 oz. raw accorn kabak veya bal kabağı

Birlikte karıştırın ve yüzünüze tatbik ediniz. Göze kaçmamasına dikkat ediniz. 10 dakika sonra yıkayınız ve toner veya yağsız nemlendirici kullanınız.



Kuru Ciltler İçin Maske

Yarım avokado
1 dilim şeftali

Birlikte karıştırın ve yüzünüze, göz çevresine tatbik ediniz. 10 dakika sonra yıkayınız. Nemlendirici tatbik ediniz.



Her Cilde Uygun Maske

yarım çay kaşığı limon suyu
1 çay kaşığı kuru siyah çay
1 yumurta akı
1 çay kaşığı bal

Tüm içeriği birlikte iyice karıştırınız. Tüm yüz ve boyun bölgenize tatbik ediniz. 10 dakika sonra yıkayınız. Daha sonra toner ve nemlendirici kullanınız.

yüz ne zaman gerdirilmeli ?

Eğer yüzünüzde sarkma yoksa cerrahın kapısını çalmayın. Yüzde sarkmayı önleyici ameliyat yoktur, sarkmayı tedavi edecek ameliyat vardır.

Günün birinde aynaya baktığımızda ve yüzümüzün yerçekimine yenildiğini fark ettiğimizde kendiliğinden başımızı dik tutarak yüzümüzü gergin görmeye çalışırız. İşte bu an face lifting ile tanışma zamanının geldiğinin sinyalleridir.

Sarkmamış bir yüzde kuvvetli mimik adalelerinin ortaya çıkardığı kırışıklıkları yüz germe ameliyatı ile yok etmek mümkün değildir. Bu yalnızca adalelerin fonksiyonunun giderilmesi ile mümkün olur -ki bu da hareketsiz, ifadesiz bir yüz görünümü yaratabilir.



Yılların ve yaşam şartlarının geride bıraktığı izleri yok etmek hastalarımın birincil isteklerindendir. Yüz bundan dolayı "ruhun vitrini" olarak tanımlanır. Kişi yüz adalelerinin yansıttığı ifade tarzıyla iç dünyasını dışa vurur. Yüzde çirkin bir görünüm yaratmak için 60 adalenin kasılması gerekirken bir gülüş için 10 adalenin fonksiyonu yeterlidir.

Yüz uyum içinde yaşlanıp sarkar. Dolayısıyla gerilmesi de uyum içinde olmalıdır Yüzde gerilmesi gereken aşağı doğru sarkmış üç bölüm vardır: Alın, yanaklar ve boyun. Yüzün yaşlanması ve sarkması bir uyum içindedir. Dolayısıyla gerilmesi de uyum içinde olmalıdır. Hastalarım genellikle yüzün bir bölümünün sarkmasından şikayet eder ve bu durumun düzeltilmesini isterler. Çünkü kendileri aynanın karşısında defalarca iki parmakları ile o sarkmış bölgeyi gerdirmişlerdir. En güzel örnek de boyun derisini baş ve işaret parmağı arasında tutup kulak arkasına çekmeleridir. Çünkü en çok göze çarpan sarkıklık oradadır. Ancak yüzün diğer bölgelerini eski durumunda bırakıp sadece boynu germek uyumu bozduğundan aslında tüm yüze ameliyat edilmiş bir yüz görünümü verir.

Oysa yüz germe ameliyatından sonra yüzün gençleşmiş ifadesi doğal olmalı ve yüz yapısı uyumunu korumalıdır. Ameliyatın sonucu kişinin görünümünü yıllarca geriye bile götürse, bu genç görünüm hastanın yakınlarınca bilinen, hafızalardaki tanıdık yüz ifadesinden uzaklaşıp yabancı bir yüz gibi algılanmamalıdır. Bence bir plastik cerrahın en hoşuna gidebilecek söz, hastasına başkalarının "Ameliyatın çok güzel yapılmış" yerine "Çok güzel, genç ve dinlenmiş görünüyorsun" demesidir. Bu da ancak yüzün iyi bir analizden sonra uyumu koruyucu bir strateji ile ameliyat edilmesiyle mümkündür. Bu kazanılmış güzel görünüm kişinin sosyal ve duygusal yaşamını mutlaka pozitif bir şekilde etkileyecektir. Kişinin kendine güveni artacak, kendini daha iyi hissedecektir. Ama bu etkiyi fazla abartıp da, Dr. Ulrich Hinderer'in söylediği gibi, bu tür estetik ameliyatları her zaman "bıçak ile psikoterapi" diye tanımlamak doğru değildir.

Face lifting'in yaşı yoktur, dokuda sarkmanın olup olmadığı önemlidir

Face lifting kötü anıların ve duyguların bıraktığı izleri silebilir ama yaşanmakta olan ruhsal çöküntüyü asla... Hastalarımın ruh dünyalarında fırtınaların estiği ve benim fark etmediğim anlarda yaptığım yüz estetiği operasyonları hem hastanın hem de benim başımı ağrıtmıştır. Yüz germe ameliyatı isteyen hastalarıma şunları söylüyorum: "Eğer kendinizi genç, canlı ve dinamik hissederken aynaya baktığınızda yorgun ve yaşlı bir yüz görüyorsanız, bu farklılığı ameliyatla gidermek istemeniz normaldir."

Yüz germe ameliyatı denilince hemen aklınıza tüm yüz derisinin, deri altı yapılarından ayrılıp bütün kırışıklıkların giderilerek gerilmesi gelebilir. Bütün kırışıklıklar giderilirse mimiksiz bir yüz ortaya çıkar ki bu, yüze bir maske görünümü verir. Oysa alın ortasındaki, göz ve dudak etrafındaki kırışıklıklar ilave yöntemlerle ayrıca tedavi edilebilir.

Hastaların konsültasyonlarda hep sorduğu bir soru vardır: "Bu yüz germenin etkisi ne kadar sürer?" Benim verdiğim yanıt ise "ömür boyu"dur. Sık sorulan ikinci soru ise şu: "Bu ameliyatı şimdi mi yaptırayım, yoksa daha bekleyeyim mi?" Ben bu soruyu karşı bir soru ile cevaplandırmak isterim: "Sizi mutlu edebilecek, beğendiğiniz, hoşunuza gidebilecek bir şeye sahip olma imkanınız olduğunda, bu mutluluğu hemen yaşamak mı yoksa 4-5 yıl ertelemek mi istersiniz?" Kısacası face liftingin yaşı yoktur, dokuda sarkmanın olup olmadığı önemlidir. Yüzünüzde hiç sarkma yoksa plastik cerrahın kapısını çalmanıza da gerek yoktur çünkü yüzde sarkmayı önleyici ameliyat yoktur, yüzde sarkmayı tedavi edecek ameliyat vardır. Bunun yaşı ise sarkmanın belirginleşmesi ile başlar. Yapılacak ameliyatın metodu ve kapsamı da bu sarkmanın derecesi ile alakalıdır. Kaynak : Milliyet / DR. SERDAR EREN

dans ile form tutuyorlar ...

Dans salonlarına gitmek şimdilerde spor salonlarına gitmek kadar moda. Terapi almışçasına dinginlik sağlayan, insanı spordaki gibi formda tutan dans, ünlülerin de tercihi.

Koşu bandı sıkıcı geliyor

Şarkıcı İzel

Benim dansla tanışma hikayem okul yıllarına uzanıyor. O dönemde halk oyunları oynuyordum. Halk oyunları hem zevklidir, hem de müthiş bir performans gerektirir. Özellikle düzenli prova yapıyorsanız, tüm kaslarınızın çalıştığını sonuna kadar hissedersiniz.



Zaman içinde halk oyunları hayatımdan çıktı maalesef. Ama vücudumu çalıştıracak hareketli egzersizler yapmam gerektiğinin farkındaydım hep. Kilo almaya müsait bir yapım var. Dönem dönem spor da yapıyorum ama çok sevdiğimi söyleyemem. İstanbul’daki iyi spor salonlarının hepsinde kaydım var ama bir iki sefer uğradıktan sonra devam edemiyorum. Fitness ve koşu bandı bana rutin ve sıkıcı geliyor açıkçası. Onun için benim sporum dans!

Başlangıçta bu işe sahne performansıma katkı sağlasın diye başlamıştım. Modern dansla uğraşıyorum. Hatta epey zorlanmıştım da. İlk önce ünlü bir Amerikalı dans hocasıyla çalıştım. İlk üç ders bir kırılma noktası var. Dışarıdan gözüktüğü kadar kolay olmadığını anlıyor ve vazgeçme aşamasına geliyorsunuz. Ama ilk dersleri atlatınca işin zevkli kısmı ortaya çıkıyor. Şimdi dans etmek benim için bir yaşam biçimi haline geldi. Almanya’dan gelen dansçı arkadaşlarımızla düzenli çalışıyoruz.

Şarkıcı Aşkın Nur Yengi

Tango ruhumu dizginliyor

Bir seneden uzun süredir tangoya tutkuyla bağlıyım. Vücudu ve ruhu güzelleştirmesinin yanı sıra bir felsefesi var bu dansın. Beden aktivitesini yoğunlaştırmak, en az terapiste gitmek kadar faydalı bence. Benim hiperaktif bir yapım var ve ancak bu dans benim ruhumu dizginleyebiliyor.

Her sporu denedim. Aerobik, jogging, step yaptım. Bir süre devam ettikten sonra hevesle gidemedim hiçbirine. Kendimi geliştiremediğim aktiviteler beni köreltiyor. Maceraperest biriyim aynı zamanda. Köprülü Kanyon’da rafting yaptım, 4x75 bayrak yarışı birinciliğim ve motor tutkum var. Ama tenis hariç hiçbiri tango kadar etkilemedi beni.

Aslında dansa küçüklüğümden beri düşkünüm. Bale eğitimim var ki büyüme çağında vücudumu şekillendiren en önemli aktivitedir. Konservatuvarda okurken de Karadeniz folklor ekibinde ekip başı olmuştum. Sonra Sait ve Melis Sökmen’le birlikte jazz dance yaptım. İki sene önce tango derslerine başladım. Hollanda ve Londra’da tango workshop’larına katıldım. Her fırsat bulduğumda soluğu İstanbul ve yurt dışındaki tango etkinliklerinde alıyorum.

Tangoda erkek yönetir, kadın takip eder. Bu benim karakterimi dengeliyor çünkü hayatım boyunca kontrol hep bendeydi ve danstaki bu farklılık beni cezbediyor. Tango öbür danslara benzemez.

Kendimi böyle ifade ediyorum

Sunucu Gamze Özçelik

Hocam Sait Sökmen’den aldığım derslerle başladım dansa. Başlangıçta şovumu renklendirme amacı vardı. Ama şimdi dans etmek öyle bir hal aldı ki, sahneyle ilgili bir iş yapmasam bile devam ederim. Dans etmek bir yetenek, benim içimden gelen bir şey.

Herhangi bir spor yapmaya vaktim yok. Benim için sporun yerine geçiyor. Spor ne fayda sağlıyorsa, dans etmek de benim vücuduma öyle iyi geliyor. Zaten salonda rutin fitness yapmaktansa, dans etmeyi tercih ederim. Müzikli ve ritmik hareketler benim ruhumu harekete geçiriyor, vücudumun düzgün biçim almasına da fayda sağlıyor. Duruşu da estetik hale getiriyor. Profesyonel dansçıların vücutlarının ne kadar formda olduğunu hepimiz biliyoruz.

Bölgesel sıkılaşma için de uygulanabilir. Mesela kalçanızı ve bel bölgenizi çalıştırmak için Latin danslarıyla ilgilenebilirsiniz. Bu işin yaşı da yok. Hayatım setler ve canlı yayınlar arasında mekik dokuyarak geçtiği için sağlıklı bir beslenme düzenim ya da spora ayırabilecek vaktim olmuyor. Ben de evde kendi başıma saatlerce dans ediyorum. Evdeyken fazla ısınma hareketi yapmıyorum. Dans ederken yavaş yavaş başlıyorum, sonra patlıyorum!

Dans hocaları ne diyor?

Danslarımda yoga figürü kullanırım

Dansçı, şarkıcı Yonca Evcimik

Dansa başlarken dikkat edilecek en önemli husus ısınmak! Esneme hareketleri çok önemli. Dans eden insanlarda belli bir süre sonra kaslar sıkılaşmaya ve vücut toparlanmaya başlıyor. Vücut daha güzel bir duruş kazanıyor. Daha sonra da yağ yakmaya başlıyor.

Ben alternatif yöntemlere ve pozitif enerjiye de çok inanıyorum. Zaman zaman danslarımda yoga figürleri de kullanıyorum. Ayrıca dansın ruh sağlığına da çok faydalı olduğunu düşünüyorum.

Fenerbahçe’de açtığımız Dans Okulu’nda dans etmek isteyen her yaştan kişiye yardımcı oluyoruz. Burada klasik baleden modern danslara, pop, Latin ve oryantale kadar her tarz dans dersi veriyoruz. Hangi stil size enerji veriyorsa, vücudunuzun ritmine uyuyorsa onu seçmelisiniz. Zamanla doğaçlamalarla kendi stilinizi bile yaratabilirsiniz. Ben insanları sıkmadan, onları özgür bırakarak öğretme taraftarıyım. Yoksa kişi bunalır ve danstan uzaklaşır.

Sakatlanma riski çok az

Koreograf Sait Sökmen

Dans sporun doruğudur! Spor kasları, kolları, bacakları bölgesel olarak çalıştırıyor ama dans tüm bedeni çalıştırdığı gibi ruha da hitap eder. Yeni başlayanlar için temel öğretilerin iyi bir eğitmen tarafından verilmesi ve ısınma hareketleri yapmak çok önemli.

Salon dansları, folklor gibi performanslar bence gözetim altında uygulanmalı. Bunların hiçbirine vakit ayıramıyorsanız; sabah kalkarsınız, müziği açar, içinizden geldiği gibi dans edersiniz. Dans hem keyifli, hem de en tehlikesiz, sakatlanma riski en az olan spordur.

Vücudu sıkılaştırmada Latin dansları daha etkili. Tango da bir Latin dansı ama ben salsa gibi hızlı danslardan bahsediyorum.

Düzenli dans etmek fitness’tan daha yararlı

Dansçı Tan Sağtürk

İster profesyonel, ister amatör olarak yapılsın, dünyanın en zevkli uğraşı bence. Dans ederken vücuttaki her kas çalışıyor. Dans, eklemleri de çalıştırıyor. Bilinçli çalışılmazsa alışkın olmayan bir vücut için yıpratıcı olabilir.

Düzenli dans etmek, form tutmak için fitness yapmaktan daha verimli bir yöntem. Ama insanlarımız moda ya da trend olduğu için dans etmeye meyilli. Form tutmak için dans edenlere, işlerini ciddiye almak koşulu ile karşı değilim. Ama benim öğrencim çok çalışmak zorunda

Bu yazıya Not Ver !